­

Ara Toplam #1

Mayıs 11, 2019



#Calcifer'in Gerçekçi Sıfır Atık Günlüğü



Instagram’da şurda burda kendi sıfır atık yolculuğunu yazan bir sürü kişi görüyorum. Tahmin ediyorum kendini takip etmek, neler başardığını görmek eğlenceli, zaman zaman da motive edicidir. O yüzden ben de kendi sıfır atık maceramı yazmak istedim. Bu serinin diğer sıfır atık girişimcilerinin yazdıklarından farkı, tüm hayalkırıklıklarını ve başarısızlıkları da içerecek olması. Tüm bu hayalkırıklıklarıma ve başarısızlıklarıma rağmen ben -ki motivasyonum çabucak kırılır ve mücadeleci ruhtan yoksunumdur, çoğu zaman zorlu girişimlerim pes etmemle sonuçlanır- hala yılmadım ve sürekli yeni adımlar atmaya çalışıyorum. İşte bunun nedeni bu konunun cidden ama cidden çok önemli olması. Here we go!


Bölüm 1: Kompost ya da kokarca


Çıkardığım atıkları azaltmaya çalışmaya başladığımdan beri aksilikler hiç peşimi bırakmadı. Öncelikle, kompost yapmak sıfır atık  çıkararak yaşamanın en zor gereği. Özellikle de şehir içinde, apartman dairesinde yaşıyosanız. İlk yaptığım kompost denemesi mucizevi bir şekilde başarıyla sonuçlanmıştı, ne güzel günlerdi :,) Kompostum küçük bir dondurma kabının içindeydi ve birkaç hafta sonra resmen miss gibi toprak kokmuştu. Bundan cesaret alan ben, daha büyük bir kapta hatta bir değil üç kapta kompost yapımına devam ettim. Bu süreç devam ederken bir haftalık evde olmadığım periyottan sonra eve geldiğimde komposta dair tüm cesaretim ve şevkim arkalarına bakmadan kaçtılar. 
Bunun sebebi 1: Evdeki küf kokusunun kaynağının mutfakta tuttuğum birinci kabım olduğunu farkettik. Onu birazcık eşeleyince hayatımda aldığım en kötü kokularda top3te yarışacak keskin amonyak kokusu peşimi bırakmadı. Gece yatağıma yattığımda bile burnuma gelmeye devam etti. 



2: İkinci kabım sürekli zehirli bir sıvı üreten korkunç bir maddeye dönüşmüştü. İlk kabım kadar olmasa da, kokusu burun sızlatan cinstendi.  
3: Son kabım kalan bir parçacık ümidimi bağladığım kompostumdu çünkü hafiften toprak kokmaya başlamıştı. Derken içinde kıvrıla kıvrıla hareket eden onlarca küçük beyaz kurtçuk görmemle “sanırım kompost işini biraz ertelemeliyim..” demem bir oldu.


Bir ay kadar önce yeniden kompost yapmaya başladım. Daha önceki başarısızlıklarımdan aldığım derslerle bol bol karbon içeren kuru atık atmaya dikkat ediyorum. İçinde yine kurtçuklara rastlıyorum maalesef ama onların kompostun sağlıksız olduğunun göstergesi olmadığını öğrendim. Yine de, tamamen başarılı olsam bile 5 litrelik kompost kütlesini ne yapacağım hakkında bir fikrim yok (apartman dairesinin çıkmazları vol.1)



Bölüm 2: Kendin Yap (yapabilirsen..) kozmetik ve temizlik malzemeleri



Kendi kozmetik ürünlerini ve temizlik malzemelerini yapmak çok zevkli, bunların işe yaradığını görmekse inanılmaz mutlu edici. Tabi her zaman iyi sonuç vermiyor. Şimdi, takip ettiğim tüm çevreci insanlar bu alternatif ürünlerin ne kadar başarılı, ne kadar yenileyici ve sağlıklı olduğundan bahsediyor. Bunları yaparken ya da uygularken yaşadığı sorunlardan bahseden gerçekten az sayıda insan var. Sıfır atıkla yeni tanışanların, mesela, şampuan kullanmamanın harika olduğunu yazan kişinin 7 yıldır şampuan kullanmadığını göz önünde bulundurması gerekiyor. İşte bu yüzden bazen her şeyi böyle kusursuz göstermenin yeni başlayanlar için heves kırıcı olabileceğini düşünüyorum. Kıdemlilerin “Biz de çok zorlandık, ama inanın buna değecek!” mesajını daha çok vermesi gerekiyor bence. Ben de sıfır atık çömezlerinden biri olarak yaşadığım sorunları da paylaşarak ‘yalnız değilsiniz!’ demek istiyorum.


Hindistancevizi yağı, karbonat, tuz. Bunlar ordan burdan aldığım deodorant tarifinin malzemeleri. Deodorantı bıraktığım için gerçekten mutluyum ancak bu tariften pek de memnun değilim. Kokuyu engelleme süresini biraz kısa buldum. Mesela bir yere yetişmek için koştuysam ya da gerçekten uzun bir gün geçiriyorsam günün sonunda kokmayacağım konusunda garanti hissedemiyorum.


Kendi yaptığım diş macunundan ise fevkalade memnunum. Lacivert dergisinde bulmuştum tarifini. Sadece karbonat, su ve nane yağı gerekiyor. Temizlemesinin yanı sıra nane yağı sayesinde ağza ferahlık da veriyor. Yalnız nane yağı biraz güçlü olduğu için miktarının çok çok olmamasına dikkat etmelisiniz.


Ev temizliğinde kullanmalık sirke kanayan yaram:( Şu an 3. denememizi yapıyoruz annemle. Nedense üstünde sirke anası bir türlü oluşmadı hiçbirinde. Kef denilen beyaz bir küfle kaplanıyor üstü ısrarla. Bu küfü sirke anası sanıp aldanmıştık ama sadece sirkenin sirke olmaktan çıktığının bir göstergesiymiş.. Yine de lavoboları ovarken karbonatla ikisini kullanıyoruz lakin sirke kurmayı bir türlü başaramamak beni üzüyor.

 
Mutfakta devrim BJ

Son olaraaak ev yapımı harikulade her şey temizleyicisi sıvı sabun! Tarifini aldığım atıksız ev’e buradan teşekkürlerimi göndermek istiyorum. İçinde doğal zeytinyağı sabunu ve sudan başka bir şey yok ama her şeyi temizlemede mucizevi etkisi var. Biz daha ziyade mutfakta kullanıyoruz ama lavoboları da temizler, sıvı sabun ya da  duş jeli olarak da kullanılır. Sadece şunu belirtmek istiyorum, bence elde yıkanan yağlı bulaşıklarda sıcak sudan daha iyi bir çözüm yolu yok. Sıcak suyla yağı çıkarmak inanılmaz kolay o yüzden ben bu sıvı sabunla sıcak su kullanmadan yağlı bulaşık temizlemeyi hiç denemedim. Soğuk suyla çıkaracak kadar etkili mi bilmiyorum yani. Ama zaten piyasadaki bulaşık deterjanları da soğuk suyla kolay kolay çıkaramıyorlar yağı.

You Might Also Like

0 comments