­

Daily Dose of Sunshine Konusu ve Yorumu

Ağustos 19, 2024

 


    Çok güzel bir dizi izledim. Tam da artık böyle dizilerin çekilmesine dair ümidimi yitirmişken. Jung Da Eun (Park Bo Young), psikiyatri servisine yeni geçmiş 3 yıllık bir hemşireyi canlandırıyor. Dizi hem çok gerçek, çok relatable, hem de ilginçliğini kaybetmeyen karakterlerini çook iyi çiziyor. Ayrıca Jung Da Eun gerçekten uzuuuun zamandır izlediğim en kendime benzettiğim karakter oldu. Aşırı duyarlı insan (highly sensitive person) temsillerine drama dünyasında pek rastlamıyoruz. Genelde ana karakterlerimiz şefkatli ve yardımsever olabiliyor evet, ama yardım etmeye çalışırken işleri batırmanın, yardım edemeyeceğin durumlarla karşılaşmanın, başkalarını düşünürken hep kendi kaynaklarından harcayıp tükenmenin anlatıldığı dizilerle karşılaşmak zor değil, neredeyse imkansız. Jung Da Eun işte böyle bir karakterdi. Üstelik dizi, yine başarısız dizilerin sıklıkla yaptığı gibi ilk birkaç bölüme “işte ne kadar hassas ve iyi niyetli bir karakter” anları sıkıştırıp geri kalan bölümlerde bu özellikleri salmadı, baştan sona tutarlı bir karakter portresi sundu bize. Diziye dair çok çok sevdiğim bir diğer şey de çok güzel insanlarla dolu olması. Ama gerçeklikten tamamen kopartarak bir harikalar diyarı oluşturmuyor, kameranın odağını gerçekten de var olan güzel insanlara çeviriyor ve sadece gerektiği kadar romantize ediyor. Tabii ki kötü insanları, safi kötü olmasa da etrafını yıkıp döken insanları, düşüncesiz insanları da barındırıyor dizi, ama hayatın bu sillelerini yere çakılarak değil yumuşak bir düşüşle atlatabilmeyi sağlayacak bir destek grubuyla -iş arkadaşları, çocukluk arkadaşları, aile- dizi, hayatın kaçınılmaz dramını adeta güzelleştiriyor.

    Diziyi kısaca özetleyecek olursam, Jung Da Eun’ın psikiyatri servisine alışması diyebilirim. Bunu anlatırken aynı zamanda psikiyatri servisindeki hastaların (Jung Da Eun’ın ilgilendiği hastaların) hikayelerini öğreniyoruz, Jung Da Eun’ın onlarla kurduğu ilişkiyi gözlemliyoruz. Hem bu hastalarla empati kuruyoruz hem de akıl hastalıklarının nasıl herkesin başına gelebileceğini idrak ediyoruz. Aynı zamanda hemşire ve doktorlar arasındaki arkadaşlık ve aşk ilişkilerini izliyor, özellikle hemşirelerin adeta bir aile oluşlarına şahit oluyoruz. Tabii ki hastaların hikayelerine de çok ağladım, onlar da bana çok dokundu ama en çok insanın iyi olabilme, yara sarabilme, birbirine destek olup kucaklayabilme potansiyeli kalbime dokundu ve gözlerimi doldurdu.

    Ve arkadaşlar, biraz da dizideki romantizmden bahsetmek istiyorum. Kolorektal cerrahı Dr Dong abartmıyorum dizi tarihinin en başarılı en iyi male lead’ini canlandırıyor. Dong aptal aptal kızın saç toplamasına aşık olmak yerine onun hastalarına karşı ne kadar özenli olduğuna, ne kadar iyi bir arkadaş ve ne kadar düşünceli bir insan olduğuna dikkat ediyor ve bu özelliklerine aşık oluyor. Tabii ki ilk gördüğünde gözlerinin Jung da Eun’a takıldığını da görüyoruz ama aşkın kalbini doldurup taşırmasına sebep Jung Da Eun’ın hassas, şefkatli, özenli karakteri oluyor. Ya arkadaşlar male lead’in kıza “çok iyi bir dinleyicisin” diye iltifat ettiği nerede görülmüş. Jung Da Eun’ın sınırlarına saygı gösteriyor, onu gerçekten tanımaya çalışıyor, zor zamanlarında süperkahramancılık oynamak yerine sadece sessiz bir destek oluyor, Jung Da Eun’ın zorlukları büyüyerek ve gelişerek atlatmasına alan tanıyor. Muhteşem yani muhteşem. Bunun yanında Dr Dong’un az biraz bir weirdo olmasını da çok sevdim, beni çok eğlendirdi. Başka insanlar tarafından onaylanma, Jung Da Eun’a cool gözükme çabalarına hiç girmeden utanmazca kendi olması o kadar hoşuma gitti ki. Ayrıca kendi duygularına da hiç yabancı değildi (yine erkek karakterlerde nadir gördüğümüz bir durum). Düşündükçe övülecek yeni yeni yönler buluyorum. Yalnız çift olduktan sonra biraz daha mıçmıç olsalardı keşke. Dr Dong zaten çok seven ve çok belli eden bir karakterdi. Park Bo Young’un da innanılmaz bir doğal aegyo potansiyeli var bence. Bu ikili bizi ekran karşısında eritebilirdi ama işyerinde tanıştıklarından mı bilmem, hep bir resmi kaldı sanki aralarındaki ilişki.

    Dr Dong’un cildi mükemmel, kaslı, saçları parlak adeta bir antik Yunan heykeli olmaması da çok çok takdir ettiğim bir seçimdi diziyle ilgili. Aynı gerçek hayat gibi, görür görmez vurulduğunuz değil, zamanla ve tanıdıkça kalbinizin ısındığı çok gerçek ve çok güzel bir karakterdi Dr Dong ama dizinin bu tercihi Dong’la sınırlı kalmamıştı. Park Bo Young’un mesela filtresiz yakın çekimleri Kore dizilerinin alıştığımız mükemmel görüntüsünden çıkardı onu. Ya da yan çiftimiz, gayet sokakta görebileceğimiz iki insan gibiydi. Dr Hwang’a da değinmeden geçmek istemiyorum bu anlamda. Dr Hwang, Jung Da Eun’ın lise özel ders hocası, aynı zamanda Dr Dong’un yakın arkadaşı.  Yüzündeki çiçek bozuğu (ya da sivilce) izleri, yamuk dişleri hiç gizlenmemişti. Dr Hwang da aynı arkadaşı gibi tam bir çatlaktı. Böyle karakterleri gerçekten çok seviyorum ya.

    Diziye dair olumsuz eleştirilerim de var tabii, olmazsa olmaz. Ama diziye olan sevgimi gölgelemedi kesinlikle. Öncelikle, Park Bo Young’un oyunculuğunu bazı yerlerde çok nasıl desem, aşikar buldum. Adeta “ben oynuyorum” der gibiydi. Aslında çok da severim Park Bo Young’u. İçimden gelmeyerek eleştiriyorum yani ama seyir keyfini biraz düşüren bir şeydi bence. Bunun dışında –spoiler- Jung Da Eun’ın depresyonunu biraz daha iyi anlatabilirlerdi diye düşünüyorum. Depresyondayken nasıl hissettiğine dair güzel görsel temsiller vardı ama ne düşündüğünü hiç bilemedik. Jung Da Eun kişiliğinde birinin hastasının intiharından kendini suçlayacağı, kendini değersiz ve kötü göreceği, yaşamayı bu sebeple istemeyeceği çok barizdi bana kalırsa ama sanki sadece hastasının ölümüne çok üzülmüş gibi gösterdiler. Jung da Eun’ın çok zengin gösterdikleri iç dünyasından böyle kısır bir çıktı gelmesi hem inandırıcılıktan uzaktı hem de güzel bir şey anlatma potansiyelinin boşa harcanmasıydı bana göre. Son eleştiri olarak, Jung Da Eun gibi birinin, çocukluk arkadaşı yeni işine başladığında birazcık daha ihtimam göstermesini beklerdim sanırım. Arkadaşı panik atağına şirket işinde yakalanmış, yeniden o tür bir işe başlamışken birazcık daha arayıp sormasını, tekrar panik atak geçiriyor mu diye daha fazla endişe etmesini isterdim. ~eleştirilerin sonu~

    Evett, sözün kısası, arkadaşlar, Daily Dose of Sunshine gerçekten çok güzel bir dizi. Tam slice of life dediğimiz, gerçeklikten kendini koparmadan güzel insanları, güzel ilişkileri, güzel hikayeleri anlatabilen çok başarılı bir dizi. Özlemiştik yav! Yalnız şöyle de bir şerh düşeyim, dizide depresyon, bipolar, intihar gibi ögeler mevcut ve zaman zaman içerik ağırlaşıp kaldırması zor derecelere gelebiliyor. Ben modumun yüksek olduğu bir zamanda izlediğim için çok etkilenmedim ama dizinin özellikle de hassas insanları etkileme potansiyelinin olduğuna değinmeliyim.

You Might Also Like

0 comments